بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلَّيۡلِ إِذَا عَسۡعَسَ ١٧

Andolsun, yöneldiği zaman geceye,

– Diyanet İşleri

وَٱلصُّبۡحِ إِذَا تَنَفَّسَ ١٨

Andolsun, aydınlandığı zaman sabaha ki,

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ ١٩

(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

– Diyanet İşleri

ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي ٱلۡعَرۡشِ مَكِينٖ ٢٠

(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

– Diyanet İşleri

مُّطَاعٖ ثَمَّ أَمِينٖ ٢١

(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.

– Diyanet İşleri

وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجۡنُونٖ ٢٢

(Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدۡ رَءَاهُ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡمُبِينِ ٢٣

Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.

– Diyanet İşleri

وَمَا هُوَ عَلَى ٱلۡغَيۡبِ بِضَنِينٖ ٢٤

O, gayb hakkında cimri değildir.

– Diyanet İşleri

وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٖ ٢٥

Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

– Diyanet İşleri

فَأَيۡنَ تَذۡهَبُونَ ٢٦

(Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz?

– Diyanet İşleri

إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ ٢٧

(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu